9 Ağustos 2012

Aynı Kavanozun Aynı Balıklarıyız


Aynı Kavanozun Aynı Balıklarıyız.




Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Adanalılar, İzmirliler, hayvanseverler bir de kişisel gelişimciler var. Kesinlikle ayrı bir dünya. Fanatiklerinden, faik olanlarına, kaliteye oynayanlardan, guru olacağım diye sefillik çekenlerine. Kişisel gelişimcilerde çeşit çeşittir.
Herkes bir hoca herkes bir konuda bilmiştir. Mertebeleri vardır bu işin yeni başlayanlar, orta seviyeliler, ileri seviye hocalar. Hocalar herşeyi bilir, duyar görür, anasını satayım bütün deneyimleri yaşamıştırlar. Matriksi çözmüşlerdir. Bir de bu dünyanın öğrenci kısmında olanları vardır. Çünkü onlar hep kendini öğrenci olarak görür. Çünkü hocalar o kadar dallı budaklı sözler kurar ki mütavazi öğrenci ulen ben daha bu mertebede değilim deyip tekrar dönüp hayatının mutsuzluğunda kavrulur. Ey öğrenci hocanda mutsuz bil bunu. O da mutsuz oluyor, o da yeri geliyor düşüyor, o da bazı soruların cevaplarını bilmiyor, o da tedirgin, onun da korkuları var. ve üzerinde kocaman bir kamuflajı daha var. Ha bir de bu işe yeni başlayıp her şeyi bildiğini savunan hocadan daha hoca olanlar var ki onlar hakkında zaten hiç bir şey demiyorum. Çıt çıkartmıyorum.
Bu yazıyı niye yazma ihitiyacı duyduğuma gelince sürekli olarak öğrencilerimden, katılımcılarımdan aldığım mailler ve telefonlar sebep oldu. 'Yasemin hanım hani hatırlar mısınız nasıl da mutluydum ve huzurluydum. Sanki yeni bir dünyanın kapıları açılmış gibiydi. Ama şimdi ne oldu tıpkı kendimi başa dönmüş gibi hissediyorum. Mutsuzluklarım ve yine kendi değersizliklerim var. Ben ne zaman hep sizin gibi mutlu olacağım.' Benim gibi mutlu olmak mı?! O ayrıntı nereden çıktı.
Kişisel gelişim dünyasında farklı bir dünya yaratılıyor, herkes facebookta, twitterda mutlu, aydın, guru, o paylaşımlar, o bilmiş yazılar, güne sabah şekerleri gibi başlamalar. Herkes kitapların içerisindeki başarı hikayelerini okuyor. Hocaların kullandığı karma karışık dili çözmeye çalışıyor sonra tüm bunlara bakıp kendi hayatını sorguladığında bir şeylerin yanlış gittiğini düşünüyor. Yanlış giden bir şey yok. İnsansın, tek doğru varsa işte bu. İnsan olduğun. Tüm duyguların ile bütünsün. Yaşamaya izin ver. Düşmeye izin ver. Sonra korkusuzca meydan okumaya da izin ver. Güçsüz olabilirsin bunu göster, göstermek sonsuzluğu açacak sana. Kaybedecek birşeyin olmadığını düşündüğünde o zaman özgürülüğün içinde dolaşacaksın. Kendine acıma sakın, tüm dünya senin gibi. Senin hocan herkes. Sokakta ki simitci, köşedeki çiçekci, kedin, kuşun, başının ucunda ki kitap.
Evet biliyorum, bir problemin olduğunda sohbet edecek birini arıyorsun. Kişisel gelişim dünyasının avantajları varsa dezavantajlarınıda var. güçsüzlüğünü saklamak istiyorsun. Sen bir konudan bahsettiğinde, öylece sadece sohbet etmek istediğinde, hani insan gibi, hani basit karmaşık olmadığında sorununu açıveriyorsun karşına. Ah işte hata sen de değil, senin öyle hissetmene sebep olan kişisel gelişikte; hemen bir açıklama, hemen bir cevap hemen kozmik dünyada ki yeri. Kardeşim bir kerede evet ya ben de onu yaşıyorum ben de kendimdeki o eksiğin farkındayım de. Yok eğer ona bir sorun anlatıyorsanız cevap vermek için bütün gücünü hazırlar ve siz sustuğunuz anda araya girer. Belki de sadece sohbet etmek istiyorsunuz, insansınız, sadece anlatasınız var, cevabı sizde biliyorsunuz ve biraz rol yapıp rahatlamaya yalnız olmadığınızı hissetmeye ihtiyacınız var. yok ama karşı taraf herşeyi bilen, duyan, gören, hisseden ya kaçarınız yok.
Yanlızlığınızı daha derinden hissettiğiniz, paylaşımları bol olan bir dünyanın kapılarını aralıyorsunuz.
Sen de zırhını giyme, sakın yapma bunu. Kal öylece çıplak kal, kaybetmezsin. Özgürlüğünü hisset, işte olduğun gibisin. Saklayacak hiç birşeyin yok. Sürekli mutlu ve huzurlu olmak zorunda da değilsin, derin bir nefes al ve kabul et. Zaten değişeceksin, kalamazsın öyle, mümkün değil, zihnin, bedenine giren oksijen, hayatına giren insanlar. Sadece oluş içerisinde izin ver. Etrafındaki kişisel gelişim dünyasına değil, kendi içindeki kişisel gelişim dünyasına bak. Onların gelişmelerine değil kendi gelişmene odaklan. Merak etme geç kalmadın, geride değilsin, işte hep beraber birlikte değişeceğiz. Aynı kavanozun aynı balıklarıyız.  

2 yorum:

  1. Güzel bir yazıydı. Şöyle bir not düşmek isterim buraya, öğrenci veya kişisel gelişim dünyasına adım atanlarda öğretmenlerinden/hocalarından yani kendilerine yol çizmesini istediği insanlardan böyle olmalarını bekliyorlar. Kendi gibi biri olduğunda sen daha kendini tamamlayamamışsın bana ne faydan olacak halleri ile tamamlanmış bir öğreticinin peşinden koşmaya başlıyor.

    Kim tamamlanmış kim tamamlanmamış apayrı konular. Fakat beklentiler ve beklentilere cevap verecek kimlikler gerekiyor insanlara. Olmamışsan bile OL'muş gibi davranıp insanlara istediklerini vereceksin. Sonra ne halin varsa gör. Göçer misin? Kişilik bozukluğu mu yaşarsın? Hayatı bir dipte bir zirvede yaşayıp çift karakterli bir tip haline mi gelirsin senin bileceğin iş olur. Sen talep edenlere iyi olmak, mükemmel görünmek ve en üst seviyede olmak zorundasın.

    Ben hiç bir şey bilmem 5-6 yıldır eğitim vermeye çalışıyorum. Bu süreçte karşıma çıkan binlerce talep eden ve yüzlerce eğitmen/kişisel gelişim uzmanında şunu gördüm. Gelende çok şey bildiğini sanıp geliyor karşılayanda öyle. Yani gelenden az olmamalı diyor hoca. Hayat aslonda çok basit. Herşeyi unut, bildiğin ve öğretilen her şeyden sıyrıl ÖZ'üne dön ve kendin ol. Ne Lemurya'sı, ne Atlantis'i, ne Mu kıtası ne de Mısırı uygarlıkları dönemlerine gidip orada aptalca zamanlar geçirip aa ben böyle birşey yapmıştım kendimi özgürleştireyim oradan buradan da özgürlüğümü alayım değil Kişisel gelişip OL'mak. Çok basit sadece SUS, içine dön ve OL... Bu kadar basit.

    Herkese bu yolda kolaylıklar dilerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harika ne gùzel bir noktaya daha değinmişsiniz. Kesinlikle katılıyorum, yol gösterici kendi güçsüzlüklerini kabul ettiğinde øgrenci yetersiz görüyor. Ama ogrencinin şunu anlaması gerekiyor herşey ama herşey onun öğreticisi... Tabi yol gösterici de bu hayatta hala bir øgrenci olduğunu unutmayip güçsüzlüklerini kabul edip, başka bir pencereden bakabilmeyi öğrenmeli yoksa øgrenci ne der diye kendine maske örüyorsa onun yol gösterdiği kisiden ne farkı kalır.

      Sil