7 Ocak 2013

"Bu aralar hırslarımı kaybettim, ne yapsam gerçek mutluluğu bulamıyorum" diyenlerden misiniz?



"Bu Aralar Hırslarımı Kaybettim"



“Bu aralar hırslarımı kaybettim, ne yapsam gerçek anlamda mutluluğu yakalayamıyorum. Sonra soruyorum kendime gerçekten ne istiyorsun diye, doğru düzgün bunun cevabını da bulamıyorum. Sanki birileri gelmiş bütün sinirlerimi çekmiş gibi. Sonra kendimi motive edip yeni hırslar, yeni hayaller, yeni umutlar yaratmaya çalışıyorum ama hiç bir şey eskisi gibi içimi kıpırdatmıyor. Hatta elimde sahip olduklarımla mutlu olmam gerektiğini de biliyorum fakat yeterince coşku duyamıyorum...” diyenlerden misiniz?

Bu aralar bu sorunla çok sık karşılaşıyoruz. Ya erdim artık ya da depresyondayım düşünceleri arasında gidip geliyoruz. Gerçekten garip bir umutsuzluktan dolayı mı? yoksa yaşadıklarınız ve deneyimledikleriniz sonucu duygu dünyanız daha durağan mı? Hangisinin cevabı sizi daha mutlu edecek? Depresyonda olduğunuzdan dolayı mı böyle hissediyor olmak yoksa ermişlikten dolayı mı düz bir çizgide olmak?
Ben cevap vereyim hangisinden dolayı olduğunu bilmek bile sizi çok etkilemeyecektir. Öyle bir hale geldik ki, neden ötürü mutlu olmamız gerektiğini sorguluyoruz. Sanki mutlu olmamız gereken sebepten dolayı mutlu olmadığımızda suçluluk hissediyoruz. İşsiz güçsüz evde oturmanın mutluluğu yerine "yaptığım yanlış, hemen bu durumdan çıkmalıyım" düşüncesinin anlamsızlığı geliyor. Fakat ruh biliyor ki, çıkmak için vereceğiniz çaba gerçek size ait değilse umut ve ışık olmayacaktır. Coşku yerine kaygı dolacaktır. Sonra sorular sormaya başlayacağız. Peki beni gerçekten mutlu eden ne?
Beni gerçekten mutlu eden ne?
Hep bunu öğrettiler, eğer bir şeylerden sıkıldıysan ve gerçek haz ve mutluluğu yaşayamıyorsan sor o zaman, beni gerçekten mutlu eden ne? İşte bence son dönem insanın problemi bu! Mutluluğun ne olduğunu bulamamak mı diyeceğimi sanıyorsunuz. Kesinlikle HAYIR! Sorun şu ki, kahrolası sorular. Evet aynen öyle, ne beni mutlu eder sorusundan çıkıp, sadece mutlu olmayı deneyimleyemiyoruz. Yaşamın içerisinde yaşadığımız mutluluğun bile doğru olup olmadığını sorguluyoruz. Bir dk., evde boş boş oturmak ve hiç bir şey yaratmamak, bu gerçek mutluluk olamaz. Yaşadığımız mutluluğun ve huzurun toplumsal onayını bekliyoruz. Belki de artık başka bir titreşimdeyiz. Belki de artık bize öğretilenlerle mutlu olmayacağız. Bize öğretilen hayallerin peşinden koşmayacağız. Belki de hayaller bizi bulacak ve koşmamız için gereken duyguyu yükleyecekler.




Şimdi MATRİKSin sorusuna geri döndük. Hiç bir şey bilmeden sadece mutlu olduğun için onu mu yapmak? Yoksa bilerek ve farkında olup mutlu olmamak mı? Esasında o etin et olmadığını bildiğin halde o eti yemeği seçip seçmemek! Ben her ikisini de seçiyorum, et olmadığını bildiğim halde etin mutluluğunu yaşamak. Seçim yapmak zorunda mıyız? Bu evrensel akışta her türlü olasılık hesabının yapıldığı kader ağlarında tüm olasılıkların olup, aynı zamanda mutlu ettiği bir seçenekte var. İşte o seçeneğin sizi bulması dileğimle....